Mizah Dünyası

Çok kastım ya ekran başında. Yaklaşık olarak 15 dakikadır boş word sayfasıyla yüz yüze bakışıyoruz. Bir şeyler yazmam gerektiğini biliyorum ama tam olarak aklıma bir şey gelmiyor. Uzun bir süredir (4 gün) yazı yazmayınca siz değerli okuyucularımın yazı beklediğini düşündüm (başka okuyacak bir şeyiniz kalmamış gibi). Ya da daha doğrusu blogun boş kalmasını da istemiyorum diyebilirim.

Bazen yazıyı yazmaya başlayıp sonra başlığı yazıya göre şekillendiriyorum. Örneğin masayla ilgili tespitler içeren yer yer diyalogların oluşturduğu yer yer aklıma gelen komik hikayelerin harmanlandığı bir yazı yazdım diyelim. Tak yazının başlığını ‘masa’ koyuyorum. Düz bir düşüncenin eseri ama yazın dünyasında şimdiye kadar çokça kullanılmış bir yöntem. Aklım rahat, zerre tedirgin olmuyorum ‘ne kadar da düz insan masayla ilgili yazıyor masa koyuyor başlığı’ diye düşünürler arkamdan diye çekinmiyorum. Sanırım çok önemli bir mecrada yazmadığım için bu fikre sahip de olmuş olabilirim. Tam emin değilim.

Bu yazıya başlarken başlığı yazmıştım mesela ilk olarak. O zaman direk olarak kilitleniyorum sanırım. Yani başlık ile ilgili mizahi bir yazı yazmaya çalışıyorum. Daha baştan kalıba sokuyorum kendimi, olmuyor. Sonuçta mizah dediğin olay bir nevi sınırsız olmaktır. Kalıplara sığmamaktır (biraz fazla mı abartıyorum nedir, sonuçta bunlar rock camiasının vazgeçilmez solistlerinin isimleri girly’li falan dergilere verdikleri röportajların vazgeçilmez cümlelerinden).

Bu arada fark ettiyseniz yeni bir yazı stili deniyorum bu yazımda. Kısa kısa’da kullandığım stilden bazen ben bile tiksinirken siz kim bilir neler düşünüyorsunuz. ‘ya bu çocuk kendisini komik mi zannediyor nedir’ diyenleriniz bile vardır tahmin ediyorum. Hatta bunları düşünüp yorum olarak ‘ahaha gerçekten çok komik/kadirşinas şeyler yazmışsın okumaktan kendimi alamıyorum’ gibi şeyler yazan bile vardır. Blog dünyası sonuçta sahte yüzler (heh şimdi de sanat camiasının ne kadar kötü insanlardan oluştuğunu bir basın bildirisi halinde önündeki farklı yazıların olduğu renk renk boyut boyut mikrofonlara söyleyen sitemkar şarkıcı gibi oldum).

Neyse işte sonuç olarak bir saat önce boş olan word sayfası şimdi pek çok karakterle dolu. Benim amacım bu harflerin yan yana gelince sizi güldürmelerini sağlamak. Dışarıdan bakınca cidden saçma geliyor. Ama kutsal bir şey yapıyormuşum edasıyla size yakınmam bazen acizlik gibi geliyor bana. Yani şimdi hiç tanımadığım 2 çift muhabbet etmişliğim olmayan biri gelip bana ‘ya hiç okunmuyorum yorum gelmiyor’ dese boş boş bakarım yüzüne. Ama işte insan empati yapamıyor. Birden kendimi okunmak için yalvarırken buluyorum. Olayı fark ettiğimde çok geç olmuş oluyor.

Böyle mizah aleminin içindeymişim bu camianın tüm pisliklerini biliyormuşum gibi bir yazı oldu. Halbuki alakası yok. Kendimi kendi halinde bir blogdan daha fazlasıymışım gibi gösterdiğim için utandım da aslında. Sonuç olarak mizah dünyası böyle işte (uzaklara bakıyorum bunu yazarken, evet).

Not: Başlığı sonradan koydum. Nasıl olmuş mu?


8 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat:

Adsız dedi ki...

bu camia böyle kardeşşş.

herkes birbirinin kuyusunu kazar.

littleiv dedi ki...

aynen öyle dayı aynen öyle..

eco dedi ki...

olmamış:D ne bu böyle yahu tribin kime?:)

littleiv dedi ki...

vay be bu kadar kolay harcadınız ha. tamam :)

marbury dedi ki...

başlığını önceden koyma, yola devam:)

littleiv dedi ki...

tamamdır kaptan :) kaptan sensiin süüür :)

zep dedi ki...

çemkirmeyin olm sevgilime :)

ek olarak ben, bir sonraki satıra geçerken "şimdi komik bişe gelcek gülücem" beklentisi içinde olduğumdan yüzümde gereksiz bir gülümsemeye hazırlık ifadesiyle kalakaldım.

littleiv dedi ki...

@zep; bu güzel bişey mi kötü bişey mi bilemedim :)

yani komiklik beklentisi yaratabilmiş olmam güzel bişeyken bu yazıda hiç güldürmemem enteresan olmuş :)

wibiya widget