29 Mart


istanbul'da chp akp'ye yakın başlayınca bir heyecan dalgası sardı ama yavaş yavaş açıldı fark ve topbaş 5 sene daha bizlerle. kılıçdaroğlu oyunu yeterince arttırmasına rağmen yetmedi bu. ankara'ya bakınca ise halka su vermeyip anasından emdiği sütü burnundan getiren melih gökçek yine geldi belediye başkanlığına. bu ankaralıları anlamak mümkün değil! trakya yine yeni yeniden chp. başka bir ihtimal de yoktu zaten. izmir'de chp feci ezdi. oy verdiğim beşiktaş ve kadıköy en yoğun chp oyu alan ilçeler. ülkemize hayırlı olsun bu seçim ama pek umutlu gözükmüyor açıkçası.

0 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat

Kirpi


Ne zaman geldi, niye gitti hiç anlamadım? izlemek istiyorum ben ya. fazla dvdsi olan var mıııı?

4 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat

Arabesk İhtiyacı


oluyo işte öyle bazen. insan arabesk dinleme ihtiyacı duyuyo. alıyosun biranı rakını şarabını neyse. açıyosun bilgisayarından en damarı, en arabeski. mutlu anında bile depresif moda giriyosun. ihtiyaç çünkü. sürekli mutlu sürekli neşeli olmuyo. sevgilin var, çok mutlusun, için kıpır kıpır, hayat dolusun ama bişey oluyo 'hadi!' deyip veriyosun kendini arabeske.

nedir arabesk deyince ilk akla gelen. müslüm'dür cengiz'dir daha kötüsü ebru gündeş'tir. ama işte normal zamanda 'ohaaa ebru gündeş dinleyen insan var lan' diyen kişi de aynı, elinde birası 'ne güzel söylemiş kadın yeaa' diyen de aynı kişi. anlık mod dediğimiz olay çok önemli. gerçi öyle bişey diyomuyuz bilmiyorum şimdi uydurdum çünkü. neyse.

arabesk de değişiyor gerçi. müslüm gürses mesela eskiden direk damardan girerdi. 'dünya tersine dönse vazgeçmem' diyen adam şimdi kenan doğulu'dan 'tutamıyorum zamanı'nı söylüyor. hem de ne söylemek. mükemmel yorumlamış. birayla bile enfes gitmekte.

bu postta böyle bi anda yazıldı. gayet güzel gitmekte her şey. yarınki projem bitmiş. yurdumdayım. pes oynayabilicek vaziyetteyim, güzel insanlarla mesajlaşabiliyorum hala. sevdiğim inslar yanımda. ama işte vücut istiyor arabeski. e bizde veriyoruz müslüm'ü. ne güzel söylüyor müslüm baba 'kal gittiğin yerde mutlu ol, ya da gel kalbimde tahta sahip ol'.

4 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat

Dön Demeyi Unuttum


sen sengidince ötede kaldı hayat
kırılıp tuz buz oldu
toparlanamadı aşk

bir deli düzeni bu
akıllı masalında
ya boşan alışkanlığımdan
ya otur kalkmamaya

ayrılık seni görmezden gelirim
meret oyalama aklımı
uzakta saldım yüzde yüzümü
dön demeyi valla unuttum ben
...
..
.

her dinlediğimde mi kötü yapar bi şarkı adamı. nese kötü olmaya devam edip dinliyorum. bakalım sonumuz ne olucak?

4 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat

Öldürür




2 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat

Littleiv Oscarları




Fhm kendilerine göre kategoriler belirleyip oscar dağıtmış. film değil yani sadece pek çok dal var. ben de onların seçenekleri arasından kendime en uyanları bi derliyim dedim. bakalım beğenicek misiniz? and the oscar goes to...

**yılın en iyi içkisi: smirnoff black, absolute masquerade, bacardi lemon, cardinal melon, mest boğazkere

and the oscar goes to... (şiddetle tavsiye edilir) cardinal melon.

**yılın en iyi futbolcusu: c.ronaldo, messi, ibrahimovic, torres, arshavin

and the oscar goes to... (gönüllerde torres yatar ama..) c.ronaldo.

**yılın en iyi filmi: iron man, dark knight, pathology, quantam of solance, wanted

and the oscar goes to... (ezdi geçti) dark knight

**yılın en iyi komedyeni: şahan gökbakar, cem yılmaz, tolga çevik, binnur kaya, ersin korkut

and the oscar goes to... (tartışmam bile) cem yılmaz

**yılın en iyi ayakkabısı: replay, new balance, nike, diesel, puma

and the oscar goes to... (adidas niye yok lan) nike

**yılın oyunu: gta 4, fallout 3, gears of war 2, age of reckoning, metal gear solid 4

and the oscar goes to... (üzgünüm fhm) pes 2009

**yılın türk filmi: ıssız adam, üç maymun, mustafa, son ders, musallat

and the oscar goes to... (kulaklarda, 'anlamazdın'ı duyar gibiyim) ıssız adam

**yılın spor olayı: usain bolt, michael phelps, türkiye a milli futbol takımı, hasan doğan

and the oscar goes to... (nihaaaaaaat) türkiye a milli futbol takımı

**yılın en iyi yabancı dizisi: terminator, big bang theory, heroes, 24, dexter

and the oscar goes to...(bi tek bunu sürekli izliyorum) big bang theory

**yılın en itici kadını: pelin batu, berna öztürk, selin demiratar, aysun kayacı

and the oscar goes to...(aysun kayacı nasıl itici olabilir ki?) pelin batu

**yılın mizah dergisi: penguen, gırgır, uykusuz, leman, kemik

and the oscar goes to...(diğerlerinden oldukça iyi) uykusuz

**yılın en iyi yabancı aktörü: heath ledger, robert downey j. jason statham, brad pitt, colin farell

and the oscar goes to...(böyle bir oyunculuk yok, huzur içinde yat..) heath ledger

6 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat

Saçma Korkularım #3






2 körüklü metrobüste kapı açılmaması


  • yine istanbuldaki taşıt korkularımdan devam etmek istiyorum. sıradaki taşıtımız metrobüs. biliyorsunuz davos fatihi (!) 1. RTE, metrobüs denilen organizmayı ülkemize getirerek e5'leri yarıya indirip 'metrobüsleri yapalım gerisi elimden aşşa kasımpaşa' mantalitesinde davrandı. nese bize fena gelmedi metrobüs zincirlikuyudan biniyorum geçiyorum sıra gecesi köşesine arkada yata yata yolculuk. nese konumuz o değil. gelelim korkuma
  • şimdi metrobüste yolculuk iyi hoş güzel. ama her güzel şeyin olduğu gibi onun da bi sonu var. yani iniş kısmı. yeni metrobüsler geldi 2 körüklü 8 10 dene kapısı var. heh işte o anlarda arkadan bi öndeki kapıdan ineceğinizi bi düşünün. bastınız düğmeye. gayet rahatsınız. durağa geldik. lan! o da ne? kapı açılmıyo. tuşa ağır basınçla 12 kez falan daha basarsınız ama nafile. hibne şöför açmamaktadır kapıyı. ulan metrobüs dediğimiz olay 20 metrelik bişey ben seslensem sesim gidene kadar kaybolur gider. hayır kenan ışık'ta değilim ki 'kaptan' diye sesleniyim. zaten seslensem ne dicem. 'kaptan arka kapı' desem, en arkada değilim. 'kaptan sondan bi önceki kapıyı açar mısınız acabaağ' desem bi sonraki durağa gelmiş olucaz. 'kaptan 8. kapı' desem geçilecek dalganın haddi hesabı yok.
  • çok kötü durum, çok.

0 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat

9 Yıl Sonra

niye böyle oldu bilmiyorum spora ağırlık verdim biraz. haftasonunun etkisi olabilir. sürekli izliyorum. 2000'den bu yana 9 yıl geçmiş. biraz nostalji.

16 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat

Man Utd 1 - 4 Liverpool


rooney'ye ronaldo'ya bilimum manu'luya kapak olsun bu 4 gol. aslanlar.

5 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat

Ayıptır


marco jaric denen (burada çok ağır şeyler söyleyebilirdim blog kapanmasın diye söylemiyorum hehe) insanoğlu dünyanın en sempatik ve de en güzel hatunu kategorisinde birinciliği kimselere kaptırmayacak olan adriana lima ile evlidir. buraya kadar her şey normal. gönül işte ota da konuyor boka da (adriana için söylüyorum lan). tipsiz olabilir, hatta insanların maymundan geldiğini kanıtlamaya çalışıyor da olabilir, basketboldan çakmasa da nba'de kendine yer bulmuş olabilir. bak sinirlendim yine.
nese bu jaric efendi cinsel taciz yaptığı gerekçesiyle suçlanmış geçtiğimiz gün! oha dediğinizi duyar gibiyim sevgili okur. bu kabiliyetsizlikle git nba'de oyna. bu tipsizlikle dünyanın en güzeliyle evlen. hala taciz falan. yemin ederim çok sinirlendim. ulan jaric sen adam mısın? (ahmet çakar mode on) yaptıkların sınırı aşıyor. o kıza iyi bak. elini soğuk sudan ılık suya (sıcak bike değil) sokma. adam ol!

8 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat

X Açılımı

sıkmaya başladı sanki bu açılım olayı. akp'nin alevi açılımı, ateist açılımı dokunulmazlık açılımı, rakı açılımı; chp'nin çarşaf türban kuran kursu açılımı derken açılım içinde kaldık. bu arada açılım kelimesinden nefret ettim şu cümleden sonra. daha da kullanmam.
hadi siyasetçiler kendilerini ifade etmek için daha fazla oy almak için abarttıkça abarttılar. ama türlü tv programlarında falan çok kullanılmaya başladı bu kalıp.

en son birand cimbom'un hamburg açılımı deyince tepem attı. yeter lan yapmayın artık sıktı. benim şu güzeller güzeli eğlencelik blogumda siyasetede el attım ya gam yemem artık.

bu arada ysk olduğunu tahmin ediyorum bazı eller tarafından oy kullanacağım yer istanbul olarak kaydedilmiş. ne düşündüler bilemicem ama öyle balon patlatıp, kömür dağıtmakla olmuyo bu işler. ha dersen ben sana ps3 dağıtırım. o zaman düşünürüm oyumu. ama yine de sinsi gibi sandıkta yalnız olmanın rahatlığıyla size vermem. bunu da bilin. peynirciye vericem ya ben oyumu. kılıçdaroğlu peynirleri, kahvaltıda 1 numara.

6 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat

Harry Kewell


Sen git koca leeds united'ta liverpool'da her türlü kanatta, forvette, forvet arkasında, hastalıkta sağlıkta oyna; sonra gel hamburg maçında savunmayı satan yönetim yüzünden 40 dakika stoper oyna. büyüksün kewell. ikinci maç semih kaya ile birlikte savunmanın göbeğinde oynaman dileğiyle. çao oz büyücüsü.

0 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat

Zor Zamanlar

Bir yandan dersler bir yandan başka durumlar. Zor günler geçmekte. Bloga vakit ayrılamamakta. Kusura bakılmasın.

0 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat

Saçma Korkularım #2


taksi kornasından etkilenmek

'heeey taksi bütün işlerim gitti aksii heeeeey dur taksiiii'

konumuzla alakalı mirkelam şarkısıyla girdim olaya ki daha rahat ısının. bence gayet güzel oldu. konuya giriyim. taksi dediğimiz olay, istanbul'da zilyon tane bulunan sarı sarı arabalardır. sürekli müşteri almak için uğraşan, bazen gece tarifesi açan, bazen de makas üstüne makas yaparak birer şumayer, birer senna olmak isteyen abiler tarafından kullanılır. bazıları da bayan görünce indiriler ama tarifeyi değil. (hepsi değil 3 5 çürük elma, onurlu gururlu tüm taksici abilerimi tenzih ederim)

gelelim korkuma. bu taksici milleti ilginç bir şekilde korna çalarak müşterileri etkileyebileceklerini sanıyorlar. mesela nedir. otobüs durağında bekliyorum? adı üzerinde otobüs durağı di mi? ne için bekliyorum otobüs için. peki taksici abimiz ne yapıyor? otobüs durağına gelip korna çalarak bizi etkilemeye çalışıyor. ama ben otobüs beklediğimden hiç muhattap olmuyorum taksici abiyle. ama o ısrarla selektör üstüne selektör korna üstüne korna çalmaya devam ediyor. işte o anlardan birinde olur da bu kornalardan etkilenip 'taksiiii gece tarifesiii binmeliiyiiim sarııı' diyerek taksiye yönelirim diye çok korkuyorum.

cidden büyük manyağım.

5 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat

Ayrılma Sahnesi

zamanında bi film izlemiştim ismi cismi hiçbişey yok aklımda. sadece bir ayrılma sahnesi var ki çok etkilemişti beni. hala da çok net hatırlarım. anlatıyım biraz.

kız ve çocuk var doğal olarak. kahramanaların ismini hatırlamıyorum kız ve çocuk dicem bundan sonra da. şimdi bu çocuk kızı seviyo çok hem de. filmde tam anlaşılmamakla beraber kız da çocuğa karşı ilgili. beraber içtikleri 2'şer biranın ardından yavaş yavaş amerikanın en ünlü metrosuna doğru ilerliyorlar. çook kalabalık ve çok ünlü bir caddede yağmura inat kolkola yürüyor kız ve çocuk. ürkekler ikisi de birbirine karşı. kız çocuğun koluna giriyor, çocuk da kızın kitaplarını taşıyor. kızın kafasında montunun şapkası var, çocukta ise bere.

nese metroya giriyorlar. farklı yönlere ilerlicekler. tam ortada bir duvar var böyle. ayrılmak için oraya yanaşıyolar. çocuk dayanıyo duvara kız da öyle. birbirlerine bakıyorlar. üşümemek için de hafiften birbirlerine yanaşıyolar. yönetmen bu sahneyi biraz uzun tutmuş ama çekim falan gayet hoş. sırayla ikisinin de gözünden görüyoruz sahneyi.

konuşuyolar falan. kız görüşmeyelim bi süre, aklım karışık toparlamam lazım diyor. çocuk bunu kabul etmiyor tabi baştan. ama daha iyi olucaksa tamam öyle yapalım kararını veriyor. hadi git artık diyor çocuk. tamam deyip iki yanağına bir öpücük konduruyor kız. hadi gidelim diyor. sonra bi kez daha öpebilir miyim diye soruyor. çocuk mutlu. yerden 5 cm yükselmiş sanki. konuşuyorlar sürekli ayrılamıyorlar. demiştim burayı uzun tutmuş yönetmen. ama seyircinin de heyecanı yükseliyor.

görüşüp görüşmemekte, ayrılıp ayrılmamakta karar veremiyorlar. bi kez daha öpüyolar yanaklarından. gidemiyorlar bir türlü. kız merdivenlerden koşanları anlatıyor çocuğa. çocuk da kötü bi espriyle ortamı soğutarak, çakal bi hareketle kıza sarılıyor. (takdire şayan bi hareket) hadi git artık diyor çocuk. daha zor oluyor böyle. peki diyor kız son bi kez daha öpiyim öyle gidelim. yaklaşıyor yanağına. öpüyor. derken yüzleri birbirine çok yakın. gözlerini kapatıyor ikisi de. dudakları birbirine yaklaşıyor ve birden ekran kararıyor. sonraki sahneden ikisinin de arkasını dönüp kendi yollarına gittiğini görüyoruz. çok güzel ve akılda kalıcı bir sahne olmuş.

ne denir? hah 'film işte'


9 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat

Auch Auch Auch


umut sarıkaya'nın yabancılar için kullandığı gülme efekti. ulan okudukça gülüyorum ya. auch auch auch nedir? bir de köpeğin bark bark bark diye havlaması var. of ki ne of.

0 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat

1 Yeni Mesaj

paintle bu kadar oluyo gülme

sabah kalkınca telefonunuza bakmanıza sebep olucak birisi varsa hemen atlarsınız telefonunuza. ekrana bakınca o yazıyı görmek belki de güne güzel uyanmanızın sebebidir. '1 yeni mesaj'

o an akıldan geçenler ne çoktur. kim attı, ne zaman attı, neden attı. yarım saniyede fırtına yaşanır beyinde. küçük şeylerden mutlu olmayı bilenler için nimettir kısaca.

tek dezavantajı var. mesaj turkcell'dense sağlam küfür edilir. ama değilse. heh o zaman güzelce esne, gerin, günün güzel başlasın.

5 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat

wibiya widget