Cinsel Devrim -2

http://littleiv.blogspot.com/2012/05/cinsel-devrim.html

Aklımdakinin gerçekleşip gerçekleşmediğini öğrenmek için hemen mahalleden arkadaşım Necmi'yi aramaya başladım. Her zamanki gibi bakkalın önündeki ufak taburelere oturmuş muhabbet ediyordu. Beni görünce yüzüne saçma bir sırıtış yerleşti. Bu sırıtışı bir yerden hatırlıyordum. Evet küçükken mahalleye yeni açılan dondurmacı bedava dondurma vermişti ve ben o sırada evde öğle uykusunda olduğum için bedava dondurmayı kaçırmıştım. Bunun muhabbetini tam 3 yıl yaptı Necmi ve tam 15 yıl aradan sonra yine aynı sırıtışla karşılaştım. 'Acaba neyi kaçırdım?' diye düşünerek yanına yaklaştım. 

-Nerdesin kerizim? Uyu sen uyu, camış gibi akşamlara kadar uyu. Sonra çok vurursun kafanı duvarlara, dedi. Hayırdır anlamında parmaklarımı açıp sağa sola salladım. 'Cinsel devrim oldu oğlum. Sen götünü devirmiş osura osura uyurken biz bu şanlı mücadelemiz uğruna devrim yaptık.' 'Senin yalanlarını s.kiyim' derken bakkal abinin pembeleşmiş yanaklarını ve gofretlere boş bakan gözlerini gördüm. İşte o anda gerçekten cinsel devrimin gerçekleştiğini anladım zira bakkal abi asla dükkanı sınırları dahilinde boş gözlerle bakmazdı. Bunu farkettikten 1 saniye sonra ise Necmi ile Bakkal'ın arasında bir şey geçip geçmediği düşüncesi düştü aklıma. Öyle bir şeyin olmasını hiç istemezdim çünkü hiç bir güç her gün alışveriş yaptığım bakkala yenge dedirtemezdi bana.

Aklımda bu tip düşüncelerle bir tabure de ben çektim altıma ve yengenin pardon bakkalın önüne oturdum. Ama 4 saat boyunca kaçırmış olduğum fırsatlar beni biraz strese sokmuş olacak ki hemen tekrar ayaklandım. Necmi 'Oğlum sevişmek için yapılan bütün o gereksiz ön çalışmalar kalktı. Sevişmek istediğin insana gidip medenice soruyorsun eğer o da istiyorsa hemen oracıkta seksini gerçekleştiriyorsun. Çevredekiler de hiç yadırgamıyorlar. Tam bir Avrupalılık, tam bir medenilik. Amsterdam gibiydi diyorum ya sana Beylikdüzü, Avrupa başkenti oldu resmen.'

Necmi'nin her kelimesi adeta ciğerimi dağlıyor, adeta kağıt kesiği gibi acıtıyordu. Tam da uyuyacak günü bulmuştum .mk. Halbuki erken kalksam ne biçim seksler yaşayabilecektim gönlümce. Sonuçta kızlarla ilişkilerimde belli bir seviyeyi bir türlü aşamıyordum. Tanışmak zor geliyordu, konuşmak ızdıraptı, dışarı çağırmak çok zordu. Böyle düşününce cinsel devrime ne kadar ihtiyacım olduğunu anlamışsındır sevgili okur. Resmen hayatımın fırsatını kaçırmıştım. Pişmandım. Acaba hâlâ bir yerlerde devrim kırıntıları devam ediyor mudur? Mesela hoşlandığım kız Arzu'nun mahallesinde? Kafamdaki bu sorularla yengemin dükkanının önünden kalktım. Allah belanızı versin Necmi ve bakkal. 

4 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat

Cinsel Devrim

Ciguli'nin 'Çalgıcı karısı Binnaz' şarkısı ile telefonun titreşiminin parkede çıkarttığı sesin birbirine karışması ile uyandım. 'Sevdiğiniz şarkıyı alarm sesi yapın 10 günde o şarkıdan nefret edersiniz' diyen dostlarım yüzünden Ciguli ile karşılaşsam fötr şapkasını çıkartıp kel kafasını tokat içinde bırakacak hale geldim. Ama şarkıdan nefret etmedim, edemedim.

Salona geldim. Oda çok havasızdı. Dışarıdaki bahar havasının içeri girmesine izin vermek için pencereyi açtım. Camın önüne gelerek Holivud filmlerindeki gibi dışarıdaki havayı içime çekmek için abandım. Bu hareketimden sonra içeriki odadan üzerinde sadece gömleğim olan sevgilim çıkıp gelecek ve sabah sevişmesi yapacakmışız gibi hissettim. Ama doğal olarak kimse çıkmadı. İnternetten sipariş ettiğim ve kargo şirketinin eve dahi getirmeden 'Biz getirdik siz yoktunuz' dediği için 2 kilometre boyunca taşıdığım 3 kiloluk iki dambılımı kaldırmaya başladım. 2-3 günde bir yarım saat boyunca kaldırıp indirerek vücut yapacağıma olan inancımın kaybolmasına en fazla bir kaç gün kalmıştı. Dün akşamdan dışarıda kalan koladan bir yudum aldım. Asidi kaçmıştı ve sıcaktı. Sol elimdeki dambıla ve sağ elimdeki 2 buçukluk kola şişesine baktım, kendimden tiksinip dışarıda kendime güzel bir kahvaltı ısmarlamaya karar verdim. Kendimi bir buçuk porsiyon patatesli börek ile şımartacaktım. Yanına da ne ince belli ne büyük boy sayılabilecek arada kalmış bir bardak çay.

Pantolonumu giymeden önce üzerimdeki boxer'ı 3 gündür değiştirmediğimi farkettim. 3 saniyede hızlıca bugün sevişme ihtimalimin olup olmadığını düşündüm. Muhtemelen bugün de sevişmeyecektim ama özsaygımı kaybetmemek adına boxerımı değiştirdim. Üzerine kolları ilk giydiğimden beri kıvrık halde duran kareli gömleğimi ve her zamanki kotumu giydim. Parfümümü sıktıktan sonra dışarı çıkmaya hazırdım. Belki pattisli börekten sonra lise arkadaşlarımı arayıp onlarla bir buluşma ayarlayabilirdim. Gün neler gösterecekti bilmiyordum. Ayakkabılarımı da ayağıma geçirip kendimi dışarı attım.

Her zamankinden farklı bir hava vardı dışarıda. Bir ferahlık, bir rahatlamışlık vardı, hissedebiliyordum. Sokakta gördüğüm 2-3 kişinin yanakları pembe pembeydi ve yüzlerine garip bir gülümseme yerleşmişti. Anlam veremesem de çok önemsemedim 'İddaa falan tutturdu herhal' diye düşünerek börekçiye doğru devam ettim. Ana caddeye çıkınca gördüklerim karşısında tam anlamıyla şok olmuştum. Aman Allah'ım bu da neydi? Olacak olacak dedikleri şey sonunda olmuş muydu?

5 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat

wibiya widget