Kısa Kısa #66 (Askeri Kısa Kısa #3)


Naber ay parçası suratlı okur. Senin o tatlı canını beğğn. Yazıya geçiyorum alt maddeye sıçra hemen.

*Gel gel burası çok güzel, önce komik gelmiyo ama sonra alışıyosun.

*Askeriyede en önemli kurallardan biri sabah yatağını yapmak, sürekle övündükleri çok da üzerine düştükleri bir konu. Ama olayı o kadar abartmışlar ki mantık sınırlarının dışında isteklerde bulunmaya başlamışlar. Adam diyor ki yatak o kadar düz olacak ki demir para attığında üzerinde sekecek. Ya bi’ sektir git, ne sekmesi kardeşim. Bu fizik kurallarının dışındaki isteği o kadar özümsemişler ki, yatağı ne kadar düzgün yaparsan yap yine de beğenmiyorlar. Tabii sen de sallamıyorsun bir süre sonra. He deyip geçiyorsun.

*Bu arada askeriyede yıl hala 1998. O yılda kalmışlar ilerleyememişler. Güldürme yöntemi tek: FIKRA. Komutan topluyor 250 kişiyi, 1995 yılında üretilmiş bir fıkrayı anlatıyor, e anlatan komutan olduğundan kahkahalarla gülmek mecburi. Adam da herkes güldüğü için yıllardır anlatıyor da anlatıyor.

*Çevrenizde görmüşsünüzdür. Nerede bir müdür, efendime söyliyim, şirket sahibi ya da deminki örnekteki gibi komutan falan var bu insanların espri kabiliyetleri ekseriyetle sıfırın altındadır. Çünkü altındaki elemanı bu adam ne anlatırsa anlatsın güldüğü için kendi kendine ‘hee’ diyor, ‘benim espri yeteneğim gerçekten fevkaladenin fevkindeki herhalde ki’ diyor, bak kendi kendine düşünürken bile kötü espriye talim ‘ben bu espri anlayışımı sürdüreyim’ diyor. Bir Allahın kulu da çıkıp ‘yetti be senin pis esprilerinden’ diyemediğinden aynen devam.

*Bok’u biliyorsunuz hepiniz. Genelde çizgi filmlerde ya da resimlerde hep böyle yuvarlak yuvarlak üst üste koni biçiminde resmedilir. (allaam ne anlatıyorum ben) Ben şimdi bunu düşünüyorum da bu boku oluşturmak için insanlar götünü döndüre döndüre mi s.çıyor. Geceleri bunu düşünmekten uyuyamıyorum.

 
*Şaka bokunu bulan insana saygı duyamıyorum.

*Askerde her ‘Kıt’a dur’ dendiğinde aklıma ‘Carte D’or’ geliyor.

*Vianetta da ne ünlüydü be bi’ aralar. Tam orta halli kesimin lüks tüketimiydi. Kendimden biliyorum. Max mesela evimizin çocuğu gibiydi. Yani arada bakkala ekmek almaya göndersek gider, üstüne de kendine çikolata al desek alır, öyle bizden biriydi. Kornet teyze dondurmasıydı. Cornetto değil ama kornet. Biliyorsunuz teyzeler dondurma yerken nedeni belirsiz şekilde gülerler. Ve kesinlikle dondurmayı poşetlerinden çıkartmazlar.

*Teyze ve amcaların dondurma yerken neden poşetlerini çıkartmadan yediğinin sırrını keşfetmeye çalışan bir antropolog garip bir şekilde ortadan kayboldu diye iddialar gündeme gelse hiç düşünmeden inanırım.

*Askerliğin acemilik kısmında tek paşa görme ihtimaliniz, ‘paşa çayı’dır.

*Ne s.kim bi’ cümle oldu lan bu böyle.

*’Bu böyle’ diye şarkı yapmak da kitleleri t.şağa almaktır bence.

-Ne? Nasıl?

+Bu böyle. (sessizlik)

Vay seni Sertab.

*Sertab Erener’in ismini Sertap diye okuyup Sertab diye yazmamız hangi dilbilgisi kuralına uyuyorsa ben o dilbilgisi kuralının g.tüne koyiyim afedersiniz.

*Farkındaysanız bir an için kendimi kaybettim.

*Askere ilk geldiğim gün gördüğüm ‘dünyanın en düzgün konuşan adamı’ ki kendisi üniversitede öğretim görevlisi olarak görev yapıyor. Bu adam ortama öyle bir uydu ki yaklaşık 4. günde cümlede 3 küfür ortalamasıyla oynamaya başladı. Ama nasıl koyuyor hoca, kulaklarınıza inanamazsınız.

*İlk kez komiklik bakımından kendime çok benzeyen biriyle tanıştım sevgili okurcan. Yani espri yapma stili, güldürme şekli bana çok benziyor. İnsanın kendisini dışarıdan görmesi gibi bir şey. Bazen çok antipatik geldiğini görünce de çok üzüldüm lan. Pis herif nerden çıktın karşıma.

*3. askerlik kısa kısa’sının da, kısasa kısas, burada sonuna gelirken ban klavyede littleiv, ben yazım ekibinde littleiv, ben renklendirmede littleiv ve ben ulaştırmada littleiv diyerekten adeta tek başıma dev bir orkestra olduğumun altını kırmızı kalemle çiziyorum ki dikkat çeksin. 

*Burunlarınıza birer pıt pıt yaparak uğurluyorum sizi. Hadi baybay.

(Gelecek sayı kısa kısa’da olacaklar: askeriyede astokriş yapabilmek, askerde maç izlemek, efsane fotoğrafçı ağbinin maceraları, Mehmet Coşkundeniz’in aslında olmaması ve daha pek çok komiklik ‘Askeri Kısa Kısa 4’te sizlerle olacak)

4 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat:

Daçe dedi ki...

kendimi aynı kanalın farklı stüdyolarında program yapan yakın arkadaş kadınlarmışız gibi geliyor ve ben cümleye nasıl başlarsam öyle gitmiyor.

neyse ehehehehahahahaha askerlik anılarını ilgiyle takip ediyorum, bi sonraki yazıda daha bol aksiyon bekliyorum ama öncekilerdeki gibi bro :D

littleiv dedi ki...

eheheh aynen ya iyice esra ceyhan la müge anlı gibi olduk :)

Mige dedi ki...

bu blogu baştan sona 3. okuyuşum... başarılarının devamını dilerim canım :)))) diyormuşum! DKFLSFDJKD ÇOK KOMİK BU BİLOK.

littleiv dedi ki...

eheh teşekkür ettim :)

wibiya widget