Kısa Kısa #52

'merhaba okurlar'ı diyen ben değil de ibrahim'in saçları gibi oldu lan resmen

Merhaba sevgili okurlar. Havalar çok sıcak o yüzden ben eridim geçen gün. Sıvı halde yazıyorum bu yazıyı. Evet bildiğin hal değiştirip sıvı oldum ama hala blog yazabiliyorum. Allah'ın bir hikmeti işte bu da napiceksin.

*Şu anda ne yazacağım konusunda hiçbir fikrim yok sevgili okur arkadaşlarım. Normalde telefon taslağımda yer alan 70 80 kısa maddeden bir şeyler çıkartıp onun üzerinden yazı akıyordu. Ancak geçen gün nasıl olduysa birden telefonum koruduğu tüm mesajları taslakları falan silmeye kadar verdi ve bunu bana sormadan uyguladı. O an gerçekten çok sinirlendim ama teknolojinin bir azizliğine kurban gitmiştim sanırım. Kızacağım kimse de olmadığından normal hayatıma devam ederek portakal suyu falan içtim sanıyorum. Çok sıcaktı çünkü. Bu arada konu telefondaki mesajların silinmesinden havanın sıcaklığına nasıl geldi zerre fikrim yok. Edebiyat dünyasının içinde gerçekleşen akıl oyunları işte.

*Edebiyat dünyası yazın dünyası falan diye bikbikliyorum ama bu sektörle ilgili pek bir şey bilmiyorum sanırım. Yani eskiden yazarlar böyle gözlüklerini takıp daktilo başına oturup efendime söyliyim yazılarını yazıyorlarmış. Şimdi öyle değil tabi, daktilonun yerini laptop (leptap diye okunur) parşömen'in yerini ise word dosyaları aldı. Yazarlar yine gözlüklerini takıyorlardır muhtemelen ama olay daha bir teknolojik olmaya başladı.

*O değil de az evvel parşömen kelimesini bulmak için bir 4 dakika kadar duraksadım. Parmesan'dan başladım google bana 'barmen' kelimesini önerdi ancak sonunda aklıma geldi parşömen. Evet yazar olmam oldukça zor olabilir ama bu kafayla google dünya devi olduysa neden olmasın diyorum.

*Türkiye'deki Burger King veya Dominos gibi frençaysing mantığıyla çalışan şirketlerin (hayır frençaysingin de sülalesine kadar biliyorum dış ticaret okuyan bir insanım çünkü ama konumuz bu değil) arkada pizza hamuruna sosis koymaktan görevli ya da iki hamburger ekmeği arasına yeşillik yerleştiren elemanları böyle birden çok bağırmaya başlayıp amerikanvari hallere bürünüp 'TEŞEKKÜRLEEAAAR' 'ÇOK TEŞEKKÜRLER HÜSNÜ BEEEEY' gibi ekip çalışmasını teşvik edici adeta gaza getirici hareketler yapıyorlar. O çok komik görünüyor. At s.kinde kelebek diye bir şey var bildin mi? Heh o şimdi. Bak ağzımı bozdurdular.

*Dün saat gece 03.00 civarı Facebook'ta amaçsızca dolaşırken bir arkadaşımın yaptığı ve hiç utanma duygusunu hissetmeden profilinde cümle aleme çarşaf çarşaf sergilediği bir teste rastgeldim. 'Adınızın baş harfi nedir xD?' Bir kaç saniye beynimde hiç bir tepki oluşmadı. Sanırım nöronlarda bir problem var diyerek kafamı yavaşça sağa sola salladım ama gerçekten hiçbir şey olmuyordu. O anda anladım ki beynin anlayabileceği kısmın dışına taşmıştık internet dünyası olarak. Yavaşça mausu elimden bırakıp bilgisayarı kapattıp ve uyumak üzere odama gittim. Tam o anda artık sınırların içine mi girdik ne olduysa 'AHOHAARAHAORHARA' diye gülmeye başladım.

*ruffles - mazhar ; lays - fuat ; doritos - özkan.

*Acaba Atatürk 'Egemenlik çekilişsiz kurasız milletindir' dese daha samimi olmaz mıydı?

*
Lynyrd Skynyrd şeklinde bir müzik grubunun olması beni gerçekten ürkütüyor. Yani sırf dinleyicilerine ibnelik olsun diye yapılmış olabilir mi acaba? Düşünmüyor değilim.

*Şehirlerarası otobüste çaykahvemeşrubat servisi yapıldıktan sonra o kaynar suyu bardağınıza, dökülmesin de bacaklarınızı haşlamasın diye yarım koyan muavin çok düşünceli bir abimiz eyvallah. E ama fantayı niye yarım koyuyorsun abi. Hadi kahve suyu çok sıcak haşlanıcaz da fanta ne ayak. Samimiyetine inanmıyorum muavin abi. Zaten hepinizde bir sinsilik oluyor. Muavin sarrafı oldum iyice .minakoym. Yollarda geçiyor lan ömrüm.

*Bir de o kaynar kahveyi çok sallanan otobüste aerodinamiğin sınırlarını zorlayarak üzerine dökmeyen abi en kral ip cambazından daha dengelidir nazarımda.

*İbrahim Erkal. Türkiye'de bir dönem ünlü olmuş arabesk piyasasına damga vurmaya çalışmış ama tam başaramamış türkücü bir ağabeyimiz. Kendisinin bende kalan tek hatırası o dev sık ve simsiyah saçları. Şu anda ben şunu merak ediyorum. Hani Türkiye'deki berberlerde işte efendim David Beckham'ın ya da Orlando Bloom'un saçları böyle şekilli afilli fotoğraflarını duvarlara asılıyor gören gençler de 'bağa bu saçtan yap' diye onu istiyor falan. Heh. Acaba diyorum ki İngiltere'de Amerika'da falan da 'İbrahim Erkal'ın çok sık saçlı fotoğrafları berber duvarlarını süslüyor mudur? Bence olmalı.

*Kah oradan kah buradan daldan dala konudan konuya atladığımız bir kısa kısa'nın daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. Yayında ve yapımda emeği geçen herkes adına (ben) iyi geceler diyor el sallıyorum.

4 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat:

zep dedi ki...

yazı güzel olmuş, ibrahim erkalı görünce yanlış bloga geldim sandım bir an, ama geçti.

bir de yazının sonunda daldan dalayı okuyunca bi an gözümde canlandırdım. slfjdfklgjdk

littleiv dedi ki...

eheh teşekkür :)

eco dedi ki...

hacı adınızın baş harfi nedirde koptum ben:D devamını okumaya cesaret edemedim:D:D

littleiv dedi ki...

eheh çokfenaydı ya :)

wibiya widget