Uzun Masada Yemek


sonradan ulan bu kadar uzun masada iki kişi oturulur mu her yere sandalye koyalım denmiş ancak önceden böyle değildi. bir tarafta bir kişi diğer uçta öbür kişi otururdu.

Vay arkadaş diye düşündü Alpert. Adının Osmanlı denilen bir ülkede Alper gibi orta seviye bir isim halinde varolduğundan habersizdi. Kendi kendine ne güzel ismim var lan diye sevinen bir insandı normal yaşantısında. Günümüz Amerikasında ise gayet şık, artistik bir o kadar da kadınların ilgisini çeken bir isimdi Alpert. Ama şu anda bulunduğu sofrada biraz tedirgin bir pozisyondaydı. Şaşkınlığının sebebi de buydu, uzun masadaydı Alpert. Uzun masa!

Uzun masa çok meşakkatlidir sevgili okurlar. Uzun masayı bilirsiniz 1300'lerden itibaren genelde saraylarda kullanılmaya başlayan bir kişinin bir tarafta diğer kişinin teeeee diğer ucunda olduğu yemeklerin ortaya gelmediği gelse de garsonsuz yemek yemenin imkansız olduğu amaçsız yemek masalarıdır. Allah uzun masayı kahretsin diyen ne yiğitler vardı zamanında. İlk olarak nerede görüldü tam olarak bilinmese de fazla samimiyeti sevmeyen bir feminist kadın tasarımcının elinden çıktığı apaçık ortadaydı. Yüzyıllarca pek çok gencin gecesinin içine eden bu uzun masa bu kez Alpert'i içten içe yiyip bitiriyordu.

Oysa ki ne güzel başlamıştı gece. Jane ile yemeğe çıkacaklardı. Uzun süredir bu gecenin peşindeydi. Kahkahalar havada uçar, daha yakın oluruz belki öpücük bile kaparım diye düşünüyordu önceki gece uyumadan evvel. Ertesi gün duşunu aldı annesinin son aldığı boxerını giydi en güzel kokularını süründü. Akşam olduğunda Jane'i evinden alıp Vaşintın'ın en kral mekanına götürdü. Daha evvel yer ayırtmadığı için kapıda güvenliklere çaresiz gözlerle yalvardı, ve cebine sıkıştırdığı bir kaç ruble ile içeri girmeyi başardı. Amerika'da rublenin işi nedir diye sorarsanız sevgili okur, hikaye inceden Rus hikayesine gittiğinden para birimi kesinlikle ruble olur derim size.

Mekana girdiklerinde adeta bir tezcanlı gibi cam kenarı bir yere doğru hareketlendi Alpert. Ancak şef garson yanlız orası rezerve arkadaşım diyerek Alpert'i itin g.tüne sokuyordu adeta. Bulunduğu bu rezil durum sonrası şefin kendilerine gösterdiği yere doğru ilerlediler Jane ile. Şefin arkasından masayı gördüğünde minik çapta bir şok geçirdi Alpert. Uzun masa karşısındaydı.

Masaya oturduğunda Jane'i hayal meyal seçiyordu Alpert'in 1 derece bozuk gözleri. Doktorun kendisine valla 1 numara ama gözlük takmazsan ilerler, 4 5 numaraya gitmişliğini bilirim şeklinde verdiği tavsiyeleri elinin tersiyle itmişti ve şimdi bunun ceremesini çekiyordu. Gecenin başında salataya uzandığımızda ellerimiz çarpışır belki, bu da bişey sonuçta diye düşünen Alpert uzun masanın lanetine yakalanıyordu. Jane'i hayal meyal gördüğü yetmezmiş gibi ne onunla konuşabilecek ne de bir temas sağlayabilecekti. Hatta ortaya çoban salata bile isteyemeyecekti. Allah kahretsindi böyle durumu. -di'li geçmiş zaman kullanıcam diye şaklabana dönen beni ise çoktan çarpmıştı.

Fiyuuttt fişştpşşt fiyuuuyyt ceyn, hüoop diye bağıran Alpert her an ağlayabilecek durumdaydı. Uzun masayı yapana duyulmamış küfürler ediyordu. Üstelik bunları sesli ediyordu nasıl olsa Jane duymuyor diye. Bulunduğu pozisyonun kötülüğü anlatmak için Tuna Kiremitçi gelse bile ağlamaktan bir şey yazamazdı. En fazla gamzelerini gösterip 'aşk işte...çaresizlik karşısında bir yavru köpek gibi mutsuz...masum..' falan derdi. Zaten yavru köpek aşk üç nokta ve masum kavramları bir araya geldiğinde buna karşı koyabilecek kadın yoktur sevgili okurlar. Tuna çok ekmeğini yedi bunun. Gamzeleri de combo oldu tabii.

Gecenin bok gibi geçeceğini anlayan Alpert verdi kendini haydariye verdi kendini rakıya. Sövdü uzun masayı bulana.

13 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat:

z.t. dedi ki...

ehehehe yazılmış yazı, bekliyodum bende uzun masa türevi başlığı :)
pek güzel olmuş.

littleiv dedi ki...

ehehe teşekkürler efendim. beğendirdiysek ne mutlu :)

Daçe dedi ki...

devamını merakla bekliyoruz :)

marbury dedi ki...

gerçekten de beğendirdin sayın littliv. devamını alpert'le fayton gezilerini falan isterük:)

littleiv dedi ki...

@ daçe; devam düşünmüyodum ama şu an feci gaza geldim :) yazarım

@ marbury; bir dahaki sefere alpert büyükada'da olabilir ahahah :)

z.t. dedi ki...

biz olalım artık büyükadada:(
marbury,sevdicei,sen,ben.

littleiv dedi ki...

oluruz.. marbury,sevdicei,sen,ben, alpert jane :)

z.t. dedi ki...

yok başka çift alamıoruz. 4ümüze kadarmış ada :D

littleiv dedi ki...

BÜYÜK ada be adı üstünde :) 4 kişilik büyük ada mı olur

z.t. dedi ki...

e anca. yaya yaya takılcaz işte :)

marbury dedi ki...

bence de büyük adada 4 büyük insan yeterli:)sevdiceklerimiz ve bis litliv:)

Loana dedi ki...

haha süpermiş. başlangıcı ayrı ortası ayrı sonu ayrı komik :D mutlaka devamını getirmelisin :)

littleiv dedi ki...

oley beeaa :) yeni bi yazı dizim oldu hele hele.

beğenildiyse ne mutlu teşekkürler :)

wibiya widget