kısa kısa #25

*merhabalar gönül dostları. böyle girsem ya bloga. samimiyetsiz gibi. siz gelmeseydiniz ben sizin bloglarınıza gelicektim valla falan desem. nasıl gidiyo işler güçler. hep aynı dediğinizi duyar gibiyim. e o halde ne bekliyoruz haydi başlayalım. (çok neşeli trt 2 programı sunucusu gibi oldum yeminle)

*şöyle bir huyum var. örneğin birine çağrı atmam gerekiyo. ne bilim kontorüm azdır falan, insanlık hali hep olucak şeyler bunlar. neyse ne diyordum. heh, çağrı. çağrıyı attıktan sonra, normal olarak bu kişinin beni geri araması gerekiyor ya. işte ben bu anlarda feci geriliyorum. telefonu kullanamamamamanını mamını maykrofonşov. evet ne diyordum kullanamamaya başlıyorum. yani o karşımdaki kişi her an arayacakmışta ben de yanlışlıkla kapatmaya basacakmışım gibi. ne bilim ben bazen böyle ikilemlerde kalıyorum.

*çağrı attıktan sonraki o telefonu kullanamama sürem uzarsa da bende bir sıkılganlık başgösteriyor. böyle bir kıpır kıpır kıpırdanıyorum. durduğum yerde duramama hali.

*telefonla ilgili bir diğer tedirginliğim ise şu şekilde. mesela birini arıyorum. e hep çağrı atıcak halim yok. arada kontorüm falan oluyor. 'dur lan bu sefer de ben arıyayım' diyorum. içimden öyle geliyor o an. neyse. getiriyorum ismini telefonumun ekranına basıyorum yeşil tuşa. o anda aradığım kişi şu anda telefonunu görmüyor oluyor ya. işte o anda kahır bela diyesim geliyor hep. çaldırıyorum çaldırıyorum açan yok. o anda kapatsam, karşı taraf ekranında '1 cevapsız arama' şeysini görücek. bir bakıcak littleiv. dicek ya bu herif te dicek nasıl beleşçi bir insan dicek. yapıcak ben biliyorum. heh işte sırf bu olmasın diye hemen kapatıp bir kez daha arıyorum. gören desin ki 'aa litleiv beni 2 kez aramış (çaldırmamış) hemen geri döneyim'. böyle de psikopathuylarım yok değil.

*gerginliklerde başladık devam edelim. eğer ki ben birisiyle öpüşüceksem, normal bildiğin yanaktan, önce ne taraftan öpeceğim konusunda fena şekilde sıkılıyorum. yani acaba önce sağ yanağa mı hamle yapsam yohusa sol yanağa mı hamle yapsam bilemiyorum. eğer ki sağ yanağa hamle yaparsam karşımdaki de benim sağ yanağıma hamle yaparsa ikimizde sağ tarafa doğru gidiyoruz ve iğrenç bir sahne yaşanıyor. çok üzüyor bunlar beni. ömrümden ömür gidiyor hep. varsa bunun bir görgü kuralı, bir bilen nolur bana da söylesin.

*yakası kalkık tişört diye bişey var. daha doğrusu tişörtün yakasını kaldırmak diye bişey var yani kendiliğinden kalkık yakalı tişört satmıyolar. neyse efendim bu şekilde tişört giyen birini gödüğümde feci özeniyorum. çünkü çok hoş duruyor bu atraksiyon. hayır yanlış anlamayın giyen erkeğe hoş demedim, yani ben de yapsam bende de güzel durur mu acaba fikri beliriyor kafada. ancak işleme koyulunca gerek çevedeki pis arkadaşların geçtiği dalgalar gerek tişörtün dandikliği tüm karizmayı yerle yeksan ediyor. yerle yeksan'ı kullandığım için sevineyim mi yoksa yakası kalkık tişört giyemediğim için üzüleyim mi bilemedim. çeşitli duyguları aynı anda yaşıyorum şu an.

*pantolon telefonluğu diye bişey var. böyle kemere monte ediliyor. genelde 45 yaş üstü amcalar ve din kültürü ve ahlak bilgisi hocaları tarafından rağbet görmekte. nasıl ugg tikilerde modaysa bu pantolon telefonluğu da o amcalar için moda.

*saç ektirmek denilen bir olay var. keller için mucize çözüm adı altında bir eksiklerini gizleme, ne bileyim bir daha yakışıklı görünme çabası. halbuki sırf saçla olan bişey değil ki. kaldı ki kelden hoşlananan kadınlara yönelseler daha çok işlerine yarar. neyse. bu abilerin saç ekiminden önce ve sonra şeklinde iki fotoğrafını çekiyorlar genelde. işte saç ekiminden önce mutsuz üzgün ve kel, sonra ise hayattan zevk alan, saçlı ve mutlu kişiler oluyorlar. şimdi bu abilerden birini görüyoruz.


evet gördüğümüz üzere, ilk fotoğrafta kelliğinden utanan, başını yerden kaldırmayan adeta bu hayattan çekip gitmek isteyen bir insanı görüyoruz. ancak ikinci fotoğrafta bambaşka bir insan. 32 diş ile gülüyor. gamzeler falan oluşmuş. adeta tüm dünya onun. işte bir saç neleri değiştiriyor görüyoruz.

*görüşürüz yine bir blog sayfasında ya da bir sonbahar yaprağında..kim bilir.. (romantik gibi)

10 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat:

mevyesuu dedi ki...

1) kimi öpersin a littleiv?
2) romantig?

bi dost dedi ki...

"telefonu kullanamamamamanını mamını maykrofonşov." burda öldüm ben.. Allllah seni ya:)

bi defa çok duygusal bi post olmuş. sürekli bi duygulanmalar, gel-gitler, ikilemler falan.. sakin olmanı öneririm (gönül dostu füsun ben, hıhım etilerdaan)

o yanak yanağa öpüşme olayında, şöyle bi genel taır vardır. önce karşındakinin sağ yanağı öpülür. sana göre sol yani. ama gel ve gör, öküz ben bunu bildiğim halde bazen gider sol yanaana yapışırım ablalarn, teyzelerin. sen yapma öyle, hoş olmuyor.

pantolon telefonluğu için de, 45 yaş üstü amcalar tamam da din örtmenleri nalaka ya:D ahahaha :D

littleiv dedi ki...

meyvesuu@ ; yani ne bileyim bayramda falan akrabaları öperken geldi aklıma. öpemiyorum ben insanları :)

romantig olamadım onu da farkettim zaten :)

bi dost@ ; teşekkürler yorumlar için. önce soldan öpücem bundan sonra. öğrenmiş oldum oh :)

meyvesulu dedi ki...

kırırım

Daçe dedi ki...

auhauha :D ama en çok şuna güldüm daha baştan: "telefonu kullanamamamamanını mamını maykrofonşov."

auhaha:D

littleiv dedi ki...

eheh eyvallah daçe :)

bi dost dedi ki...

http://blogeditoru.blogspot.com/2009/12/littleiv-guzel-blog-cici-blog-aman-da.html

littleiv dedi ki...

amanın büyük teşekkür bi dost ): çok sevindim.

marbury dedi ki...

öncelikle çevredeki arkdaşlardan biri olarak yakası kalkık tişort evet tiişoort sana çok yakışıyo. sana puanım dohuz kanka:) telefon üzerine bu kadar gerginlik yasadığını bilsem yardımcı olmaya çalısırdım aslında ama malesef olmamış. yıldızın parlasın ne diyeyim:) aman nire gidem başım alıp nerelere kaçaammm:)

littleiv dedi ki...

ehehe yıldızım parlasın bence de :)

wibiya widget