Bir Bayram Yolculuğu

yok bu değildi benim otobüs

merhaba sevgili blog okuyucularım. öncelikle hepinizin arifesini kutlarım. ya da arefesini tam emin değilim. yarın da büyük bir post ile bayramınızı kutlayacağım. hayır koyun postu değil blog postu (espride levent kırca eşiği).

evet ne diyorduk bayram geldi yine akrabaların yanı bize gözüktü. eve döndüm bugün otogardan. ama ne dönüş. olaylar silsilesi resmen. dur anlatıyım hemen otur bi çay iç.

otogara yaklaşık bir saat öncesinde gitmek zorunda kaldım. bunun sebebi sağolsun metro firmasının enfes servisçilik anlayışı. saat 4'te otobüsüm varken saat 2'de servise binip 3'te otogardaydım ve tam 1 saat orda bekledim. neyse ki sıkılmadım. çünkü otogarda olay bitmez dostum. asla.

öncelikle bir adet uykusuz bir adet fotomaç ve bir adet biskremimi alıp metronun yazıhanesine geri döndüm. devasa yeşil bavulum ve ben sığınacak bir köşe arıyorduk ki dinlenme salonu tabelasını görüp üst kata çıktım. oh mis gibi sandalye geniş geniş oturdum. çayımı da söyledim biskremin yanına uykusuzumu okumaya başladım. derken birden alt kattan değişik sesler gelmeye başladı. bağırış çağırış küfür kıyamet derken sanıyorum bir adamı tekme tokat dışarı attılar. 'aha olay var' deyip aşağı inecektim ama dev bavulumu taşımak zor geldi vazgeçtim.

sonra birden benim de dahil olduğum yolcu grubunun otobüse binmesi gerektiği bir abi tarafından çılgıncasına bağırıldı. ahanda diyerekten apar topar aşağı inmeye başladım. tam o sırada 'sen kime şerefsiz diyosun lan' diyen bir genç bir yolcuyu tutup 'gel lan ne diyosan burda de' diyerek kek ve kolaların olduğu kısma soktu. arkasından da pek çok şöför ve muavin. tam anlamıyla dağbaşından görüntülerdi resmen. ben de aynen tırıs tırıs pardın pardın diye diye otobüsüme doğru yol aldım. beladan uzak duran bir yapım var. sonra milletin hop ayıp oluyo dağbaşı mı burası demesine bir 'evet yaa ayıp ama' falan diyerek bi yancı oldum ama sonra bavulumu bagaja koymak için aralarından ayrıldım.

yolculukta 2 katlı otobüste koltuk arkası ekranda film izledikten sonra sıla dinleyip masa tenisi de oynadığımı belirtmek isterim. bildiğin dokunmatik ekran koymuşlar ağzım açık kaldı. metro firmasının da ortası yok anasını sattim. 6 saatlik çanakkale yolculuğundan sadece su ikram ederler. 2 saatlik yere giderken çift katlı dokunmatik ekranlı otobüs verirler. ne biçim iş bu ya.

sonuç olarak evdeyim. bayram kutlıycaz aileyle. yakında yine buralarda olacağım. şimdilik baybay.

4 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat:

Loana dedi ki...

ayıp ama falan diyerek yancı olman iyiymiş :D:D iyi bayramlar dilerim efendim.

littleiv dedi ki...

eheh teşekkürler :)

bi dost dedi ki...

metronun böyle otobüsleri mi var? adi herifler bize hep dandikleri veriyolar demek:(

beladan uzak durmanı takdir ediyor, ve babamın bizlere verdiği tavsiyelerle yorumuma son veriyorum.

"aman ha guzum, okulunuza gidip gelin olaylara falan bulaşmayın. sakın ha yanlış bişeyinizi duymıyım aman ha. efendi efendi, hanım hanım dersinizi görün gelin hadi bakalım"

iyi bayramlar:)

littleiv dedi ki...

eheh baba yorumu genelde random oluyo zaten :)

metro'ya ilk kez denk geldim bugün böyle bi otobüse. şaşırdım zaten.

iyi bayramlar :)

wibiya widget