kısa kısa #21

*selamlar. haftasonu evdeyim ve kısa kısa yazmam gerektiğini hissediyorum. damarlarımda dolaşan kanın yavaş akışını hissedebiliyorum. bana baskı yapıyor. ellerim klavyeye kendiliğinden gidiyor. sonra birden annem içerden 'littleiv gel perdeleri as' diyor ve bu fransız edebiyatı hayatımdan normale dönüyorum. bizde fransızlık buraya kadar. içerde perde asılmasını isteyen bir anne varken edebiyatımız gelişmez tabi.

*bayramlarda misafirliklerde gördüğüm ve üzüldüğüm bariz bir sahne var. şimdi misafirler gelir oturulur. genel bir herkese nasılsınız iyiyiz siz nasılsınız faslından sonra belli bir boşluk oluşur. işte o anda ev sahibinin çektiği acıyı görürüm ben. oturduğu yerde rahat edemez. kıpır kıpır açıcak muhabbet arar. ben üzülüyorum ev sahibini bu haline. hemen orada futbol muhabbeti açasım geliyor. çünkü bilirsiniz futbol muhabbetinin sonu gelmez. ha eğer ev sahibi 'ee daha daha nasılsınız?' demişse ve misafir de başını yan çevirip 'hep aynı, bildiğiniz gibi' derse orada misafirlik bitmiştir. daha uzatmanın alemi yok.

* misafirlik demişken ev sahibi herkesle tek tek;

-nasılsın ...
+iyi valla nolsun siz nasılsınız?
-biz de iyiyiz

diyaloğunu oluşturuyor ya ben deli oluyorum. herkese tek tek iyi misin ne demektir ya. ortamda 6 kişi olsa herkes birbirine bir kez sorsa 6 faktoriyel kez soru oluyor. onu da hesaplarsak ohooo iyice lise soru bankasına döndü burası.

*soru bankası nedir peki? neden banka? yani mesela daha önceden doğru cevap yatırıp artmasını bekleyebiliyo muyuz? ya da vadeli hesaba 30 türkçe 30 fen 1 sorusu falan yatırabiliyor muyuz? bunları hep soruyorum ben soru kitabına soru bankası adını bulan ilk insana. hayır ilk insana değil, 'soru bankası adını bulan ilk insan'a. zaten ilk insanın zamanında soru bankası olsa nolur, ne sorucaksın?

'cennetten kovulurken yediğiniz meyve hangisiydi?'

a) armut b) yılan c) elma d) yeşil elma(şaşırtmaçlı cevap)

gördüğümüz gibi son derece saçma oldu.

*eğer bir evde tansiyon aleti varsa ve ortaya çıktıysa bir süre sırf onunla ilgilenilir. en az 3 kişinin tansiyonu ölçülür ve 'ay valla benimki zaten düşük iyice düşmüş 12'ye 8'di' gibi diyaloglar döner. sonra çocuklar o steteskopunu ele geçirip birbirlerinin kalp atışını dinleyip büyülenir falan. sonra bir adet anne 'şşşt bırak bakıyım onu oyuncak değil' diyerek son noktayı koyar.

*'oyuncak değil o' diye bir kalıp var genelde anneler söyler. tamam evet bir laptop oyuncak değil, bir gitar oyuncak değil, bir steteskop oyuncak değil ama en kral oyuncaktan daha heyecan verici. işte bunu anneler anlayamıyor. steteskop lan. kalbine koyuyosun kalp atışını dinliyosun, hangi lego bana bu heyecanı yaşatabilmiş ki.
oyuncak değil bu

*lego çok pahalı şeydi arkadaş bizim zamanımızda. alan iflah olurdu yani. hele o büyük vinçlerden falan varsa aman aman kral sensin. tabii bizim aileler daha orta gelirli olduğundan onların miniklerinden 10 15 parçalı olanlarından alırdı. onlar bile yeterdi bize. tabii bir de 'kinder süprise' efsanesi vardır ki ne dil döktük be 'anne noolur alalım' diye.

*kinder süprise şimdi tatlı değil. eskiden tatlıydı.

*'kol kırılır gen içinde kalır'. ya ne olacağıdı.

*geçen metrobüsteyim. çok ağır abi bindi bir durakta. ama normal ağır abi değil, çok ağır abi. yani böyle gözleriyle racon kesiyo falan o derece. metrobüs kalabalık biz sadece işte kafa boyun bölgesini görüyoruz, inceden de bizi kesiyo, marbury'le bi tırstık falan. sonra metrobüs bir durakta boşaldı. görmez olaydım. keşke orda kör olsaydım da görmeseydim o sahneyi. abinin elindeki poşetin üstünde cimcime yazıyodu ya. bildiğin cimcime.

8 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat:

bi dost dedi ki...

ahahaha cimcime abi :D:D

ya o misafirlik diyalogları falan amann. hele bizim bi komşu var. anneme diyo ki sen nasılsın bey nasıl kızlar nasıl.. teyze biz burdayız lo bize sor? soruyo bize de, ama anneme de soruyo. kendi de biliyo bu durumun garipliğini, o da farkında, ve her seferinde malum açıklamayı yapıyo...

"arnavutlarda böyledir işte, dimi nermin sen de arnavutsun bak öyle dimi? yanındaysa bile sorulur. arnavutlar çok saygılıdır zaten hıhı"

sıkıldık daa.

littleiv dedi ki...

misafirliklere hastayım ya. inanılmaz malzeme var. siz ordayken sizi soran teyze de feneymış :)

fatoş' dedi ki...

yeşil elma :D:D

o diil de misafir muhabbetleri, ı-ıh.. hiç çekilmez..
en iisi ilk nasılsınız sorusundan sonra ortamdan acilen uzaklaşmak lazım :D

littleiv dedi ki...

eheh teşekkürler fatoş :)

aynen katılıyorum. hiç görünmezsen de littleiiivvv meraba dedin mi teyzenlere vardır ki yerin dibine sokar insanı :)

ebruhu. dedi ki...

soru bankası yaklaşımı ve akabindekiler süper,
+o tansiyon aletinin güne kattığı anlam gs-fb derbisinin yarattığı tansiyondur! gibi bi hayalgücü fırtınası oluşturdum ama bilmiyorum neden :D
bi' de selamlar izlemeye geldim bundan böyle ,daha daha ?

littleiv dedi ki...

teşekkürler eternal :)

vala derbi deme yaralıyım o konuda hiç açmayalım bence

bi de selamlar hoşgeldin yorumların eksik olmasın :)

marbury dedi ki...

cimcime demişken tırsmadık canım o kadar da ölmedik daaa:)

littleiv dedi ki...

marbury; biraz abartmış olabilirim :)

wibiya widget