kısa kısa #17


kadir topbaş mı lan o?

*merhabalar. nasılsınız efendim iyisiniz inşallah. beni soracak olursanız ben iyiyim. sormayacak olursanız da iyiyim. değişen bir şey yok. gördüğünüz gibi saçmalamaya devam ediyorum. son yazdığım kısa kısa hiç tutmadı. çok üzüldüm. dedim aha bitti blogun miyadını doldurdum. beyle ağladım ağladım ağladım. eheh yok ya şaka. ama hasta oldum hakkaten. ama bunun postun ilgi görmemesiyle alakası yok. bakalım sıradaki güzel olur umarım. hadi bakalım.

*ben bu yıldızda da yazmak istemedim ya. biraz daha muhabbet etsek mi acaba. etmeyelim mi. tamam lan. kalbimi kırdınız. ben gidiyorum alttaki yıldıza.

*'borç yiğidin kamçısıdır' lafında biraz borca teşvik yok mu yahu? hani inceden bir 'borç alın abicim, borç iyidir' alt metni seziyorum ben. evet ben bazen alt metin sezerim. boş zamanlarında hep bunu yaparım.

*kaynata deyince benim aklıma nedense şöyle bir görüntü geliyo, hafiften esmer kavruk, böyle kapı gıcırtısına oynayan darbuka sesine tav olan bir adam. kelimenin fonetiğinden midir bilinmez. ama bence öyle. ayrıca fonetik dediğim için vücuduma bir sıcaklık yayılmadı değil. zor kelime çünkü öyle herkes kullanamaz.

*istanbul metrolarındaki konuşan akbil doldurma makinalarına gıcık oluyorum ya. böyle artis artis konuşuyorlar ya. 'sadece kağıt para yükleyiniz, sadece kağıt. bırak o bozuklukları' falan demeler. ne biliyim 'şimdi akbili tekrar dokundurunuz' böyle hani ben söylemesem sen var ya bu akbili hayatta dolduramazsın havaları. hoş değil.

*kaynata ve gırnata kelimeleri arasındaki ilişki benim beynime işlemiş olabilir. şüphelendim şu anda.

*kızına maya adını koyan insana mesafeli yaklaşırım. düşüncesizmisin nedin ya.

*telefonu arka cebine koymak bence garip bir olay. orası cüzdan yeri ki. cep telefonu ön cebe koyulur. arkaya koyunca batar. saçma. fikirlerim bu yönde.

*istiklal caddesinde falan var bunlarda bilirsiniz (bi' anlatırsan bilicez). böyle belli sokakları trafiğe açıp kapatmak için yerden çıkan taştan veya daha farklı malzemelerden yapılan zımbırtıar. onların adı babaymış ya. ne alaka abicim. baba nedir yani. koyanın kafası yerinde değildi bence. içip gelmiş.

*eskiden hatırlar mısınız koltuk minderlerinden ev yapardık. koltukların oturduğumuz yerlerindenki minderlerini çıkartıp ortaya yığma ile başlardı olay. akabinde içindeki mimar ortaya çıkar çocuğun. 4 duvar bir çatı şeklinde kurulan gecekondu tarzı evin içine girilip ilginç evcilik tarzı oyunlar oynanabilirdi. eğlenceliydi yani. nostalji yaptık.

*halbuki'ye halbuse diyen insanı ben hiç düşünmeden evime alırım. ondan bize zarar gelmez biliyorum.

*sevgilerimle.

4 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat:

Daçe dedi ki...

öncelikle geçmişler olsun. sonralıkla; bir haftadır blog alemlerine erişemiyordum, sonuçta dış dünya diye bişey de var, o yüzden biriken bütün kısa kısalarını okumak çok zor oldu. olm iki dk dur lan, yazamayanları düşün, blogunu güncelleyemeyenleri düşün lan. ayıp. ama güzel hepsi. daçe likes your note.:)

littleiv dedi ki...

öncelikle eyvallah daçe. ben her akşam bi post atıyorum valla iyi geliyo bünyeye :) ayrıca i like daçe's comment :)

Z.T. dedi ki...

maya güzel isimdir ama

littleiv dedi ki...

peki ya arı maya, ya da yoğurt mayası :( üzücü

wibiya widget