Littleiv Yorumluyor

haftanın ilginç olaylarını yorumlayarak sizlerle paylaşacağım bir köşe hazırlamaya karar verdim bir saat önce falan. anında uygulamaya geçmeye karar verdim ki vazgeçmiyim. çünkü genelde blogla ilgili düşündüğüm 'oha lan süper fikir, kesin tutar. blogum zilyon tane okuyucuya kavuşur' şeklindeki fikirleri uygulamaya koymaya üşendiğim için yalan olmakta hepsi. bu sebepten hemen bir adet word pad sayfası açıp yazmaya başladım. sen ne biçim bir yazarsın word'un yok mu derseniz, orjinal word olmadığı için yazamıyorum derim. bu kadar da zor koşullarda yazıyorum değerinizi bilin.

bazen diyorum ki 'ulan altan o kadar uğraşıyosun yazıyorsun ama bakalım okunuyor musun?' diye. cidden boşa yazıyorum izlenimine kapılıyorum. tamam yorum oy falan beklemiyorum zaten, ama ne biliyim izleyici desen yok, arada ziyaretçi sayısına bakıyorum artış yok. 'ya nese belki artar' deyip yazmaya devam ediyorum. hadi bakalım bu son ataklarımla da okunmazsam yazarlık kariyerim başlamadan bitebilir ahahahaha.

ha yazarlık demişken geçenlerde bir kısa film senaryosu yazmaya karar verdik arkadaşlarla, kalemi kuvvetli biri olarak (oha ne deyim kullandım) senarist olarak ben seçildim. başladım yazmaya ama gerek oyuncu kadrosunun zayıflığı gerek mekan azlığı sebebiyle 'abi bu adam bu rolü kaldıramaz', ' bu sahne için mekan yok' derken baktım 2 satır bişey yazabildim. bok gibi oldu doğal olarak, bıraktım. her uykusuz okuduğumda fırat budacı olsun, umut sarıkaya olsun uzun uzun yazıları okuyunca 'negzel yazmış lan, acaba ben de yazabilir miyim?' diye düşünüyorum. bir şevk geliyor sonra gidiyor. bir türlü yazamadım uzun güzel yazı.

bir ara yıldızsözlükteki ikinci nickimle uzun esprili yazılar yazmaya başladım, sonra orası da sıktı çünkü gerçekten okuyan yoktu. itüsözlükte yazmaya kalksam o kadar uzun yazıları bilinen bir nick'e ulaşamadan okutmam imkansıza yakındı. yine geliyordum bloga.

köşe yazısı okudukça bu fikir yerleşti beynime dedim ben de yazayım lan öyle kafama esen şeyleri. hem güncel olayları yazmak daha kolay hem de espri çıkarmak için malzemesi daha bol. ne biliyim reyhan karaca'yı uzaylılar kaçırmış kanserin çaresini vermişler sonra geri almışlar. ahahah harbi komik yani yoruma gerek bile yok. kuşum aydın mesela yeni şekil yapmış süper olmuş. gerçi şu an farkettim bildiğin magazin muhabiri olucam galiba.

arada sporla ilgili bişeyler yazarım, siyasete akarım, ekonomiden çıkarım. yaparım yani. bu yazı farkındaysanız giriş yazısı oldu. bir dahaki sefere olaylara kuşbakışı da olsa dalmayı planlıyorum. bir dahaki yazıya kadar eğlenin gülün dinlenin, güneşten kaçın çok sıcak çünkü.

2 yorum var. oy verme şeysi yok yorum için tıklat:

benkendimibilemem dedi ki...

bence cok guzel bir yorum, cok haklisin benim kaynimda da ayni sorun vardi..

littleiv dedi ki...

tam olarak bilemedim hangi sorun olduğunu ama?

wibiya widget